KENAN ŞAHBAZ
“Tabutun hafif olacak diyorlar
On altı kiloymuşsun
Düştüğünde on dört yaşındaydın
Öldüğünde on beş, haberin olsun”
Karanfiller Getirdik Sana, s.17
Remzi Sevinç’in “366. Gün” isimli şiir kitabı Klaros Yayınları etiketiyle Ocak 2021’de okura ulaştı. Biraz gecikmeli olarak elime almış olsam da hakkında birkaç cümle etmeden geçmek istemedim.
Remzi Sevinç, 1952 Ceyhan doğumlu. İlk, orta ve lise eğitiminin ardından 1972 yılında İstanbul’a gelmiş. İ.Ü. Çapa Diş Hekimliği Fakültesinden 3. sınıf öğrencisi olduğu yıl ayrıldıktan sonra, 1977 yılında Paris’e yerleşmiş. Halen Paris’in küçük bir banliyösünde yaşıyor. Bu göç ve yaşam hikayesi Sevinç’in şiirlerine sirayet etmiş.
Remzi Sevinç, lise yıllarında başlasa da 1980 yılından itibaren düzenli şiir yazıyor.
366. Gün, bir öz yaşam öyküsüne girip, o öykünün içinden taşan şiirlerle birlikte nefes alıp vermeyi sağlayan bir kitap. Bazı şiirlerin altına yazdığı dipnotlarla da bu öz yaşam öyküsüne ses olma hali pekiştiriliyor.
“O iskelede o gözleri beklerken sadece 21 yaşındaydım. Bu şiiri 41 yıl sonra yazdım. Bazı şeyler, yıllar geçse de güzel kalmayı beceriyorlar.”
s.23
Şiirlerde geçmişe özlem, çocukluk, ayrılık, aşk, düş ve toplumsal haykırışlar tema olarak öne çıkıyor.
Değişimi dayatan zorbalığa isyanını Ağıt 2 isimli şiirinde:
“Çaldılar güneşi gökyüzünden
Denizler mavi değil
Yağmurlar ıslatmıyor bugün
Kan artık kırmızı değil.”
s.84
…dizeleriyle dile getiriyor. Bu değişim ve dönüşümlerin yaşamın olağan akışını bozması ve yeni düzenin sorumlularının varlıklarını güçlenerek sürdürmeleri haklı bir isyan sebebi.
Ağıt 2 şiiriyle bu haykırışını dile getirirken Dünya Hâlâ Dönüyor isimli şiirinde ise umuda tutunmayı ihmal etmiyor.
“Kaçıncı kez giyindi
Fundalar çiçeklerini
Denizler hâlâ mavi
Dalgalar hâlâ beyaz.” s.96
Uzun bir sürece yayılan serüvenin bu tür gelgitlerinin, düşsel ve düşünsel değişikliklerinin şiire yansıması çelişki gibi görünse de yaşamın doğal yapısında çelişki ve çatışmalar olduğu için bana göre şairin samimiyetini pekiştiriyor. Remzi Sevinç, bazı şiirlerinde aşka ses olurken bazılarında şiddete, zorbalığa, katliamlara isyan, çığlık oluyor.
“Bütün kapıları denedim
Hepsi ayrılığa açılıyor.”
Ayrılık Makamı, s.33
Şairin yaşamında Ceyhan’ın önemli bir yer tuttuğunu birçok şiirde yer vermiş olmasından anlıyoruz. Kollarında Sevdası, Yasak Düşler, Fi Tarihinde, Çamlıyol’da Başlamıştı, Yürümek Arkandan, Tutulmaz Oldu Duygular şiirleri şairin Ceyhan’a dair zihnine kazınanları önümüze seren şiirlerden.
“Selâmi’yi vurdular
Ceyhan’ın ortasında
Ay doğmamıştı, alaca karanlıktı”
Kollarında Sevdası, s.10
Şehirler, mekanlar Sevinç’in şiirinde önemli bir yer tutuyor. Özellikle çocukluk anılarıyla Ceyhan. Birçok şiirinde Ceyhan özlemin, düşün, isyanın simgesi olurken yine Kadıköy, Venedik, Pangaltı, Halaskargazi, Paris, Toroslar, Bostancı, Moda, Fenerbahçe, İzmir, Yenikapı gibi kentler ve yaşanmışlığın çeşitli durakları şiirlerinde yer buluyor.
Sevinç, aşk, özlem, çocukluk, düş arasında yolculuk ederken toplumsal olayları da es geçmemiş. Soma maden kazasından Ermenek’e (katliam olarak nitelemek daha doğru olur), 2016 ve 10 Ekim 2015, Ankara bombalı katliamlarından Berkin Elvan’ın ölümüne yaşanan travmaların iç yansımalarını şiirine yansıtmış.
“Çocuklarımızı aldılar
Çocuklarını çocuklarımızın
Dumanlarını Ocaklarımızın”
Çocuklarımız, s.58
366.Gün’de yüz otuz altı şiir okurunu bekliyor.
Künye
366.Gün,
Remzi Sevinç,
Klaros Yayınları,
Şiir, 156 s.